Bu gurubun amaci blog hazirlamak, gelistirmek için bilgi paylasimi ve google adsense üzerinden nasil daha etkili reklam yapilabilecegine dair stratejilerin gelistirildigi bir platform olusturmaktir.
NOT: Linkler blog ziyareti amaçlidir. Bu site üzerinden yapilan girislerde ilgi duymadiginiz google reklamlarina tiklamak kesinlikle yasaktir.

Sunday, April 22, 2007

İşte Türkiye'nin İlk Hızlı Treni


Türkiye'nin ilk hızlı treni, test için gizlice Ankara'ya getirildi.
22 Nisan 2007 10:50

İtalya'dan kiralanan ve basından gizlenen treni Yeni Şafak görüntüledi. İtalya'dan önce İstanbul'a getirilen burada hangara çekilen tren boyandı ve TCDD'nin kurumsal kimliğine büründürüldü. Dün gece gizlice Sirkeci Gar'ındaki hangardan vapurla Haydarpaşa Gar'ına getirilen ve buradan yola çıkarılan test treni, mevcut güzergahtan normal tren hızıyla ilerleyip sabah saatlerinde Ankara'ya getirildi. Görüntülenmemesi için tren eski bir lokomotifle gizlenmek istenen test treni, Ankara'da hemen hangara çekildi.

KUM TORBALI SEFER

Önümüzdeki günlerde düzenlenecek törenle Ankara-Eskişehir arasında deneme seferlerine başlayacak test treni tam anlamıyla bir laboratuar. Yaklaşık 5 ay boyunca yolcu yerine kum torbalarıyla Ankara-Eskişehir hattında deneme seferi yapacak olan test treni, alt ve üst yapıdaki eksiklikleri anında tespit edecek. Eksiklikler tam anlamıyla giderildiğinde ise yolcu taşıyan trenler seferlerine başlayacak. 5 ay sürmesi beklenen deneme seferlerinin ardından Türkiye 35 yıllık rüyası olan hızlı trene kavuşmuş olacak. Ankara-İstanbul Hızlı Tren hattının Ankara-Eskişehir bölümünü kapsayan 1. etabının yol yapımı ve elektrofikasyon sistemi tanarak, elektrofikasyon sistemine elektrik verildi.

TREN DE MAKİNİSTLER DE İTALYA'DAN

Her seferinde hızını biraz daha artıracak olan trenin deneme sürüşü aylarca sürecek. En az 5 ay sürmesi planlanan deneme sürüşlerinde en son olarak hız saatte 250 kilometreye çıkarılacak. Trenin hızı 250 kilometreye çıktıktan sonra en az 1 ay boyunca seferler devam edecek. Kiralanan hızlı trenin makinistleri de İtalya'dan geldi. 2009 yılında bu kesimin de trafiğe açılmasıyla Ankara-İstanbul arası 3 saate inecek.

Yeni Şafak

Saturday, April 14, 2007

3d Max 9

3D' s Max 9


3ds max 9
“Sinema perdesindeki 3B film efektlerini sizde oluşturun. En popüler bilgisayar oyunlarındaki gerçekçi karakterleri yaratın. Zengin ve daha karmaşık tasarım görselleştirmeleri üretin. Autodesk 3ds Max® 9 modelleme, kaplama ve canlandırma yazılımı ile oyun geliştiricileri, tasarım görselleştirmesi yapanlar, görsel efekt üreten tasarımcılar işlerindeki üretkenliği en üst seviyeye çıkartır.” Şimdiye kadar denemeye çekindiğiniz kadar fazla veri içeren en karmaşık sahneler yada nesneler üzerinde çalışın. En son teknolojik gelişmelerin sağladığı kazançları Autodesk 3ds Max 9’un yeni 64-bit sürümü ile elde edin. Daha karmaşık ve daha fazla veri barındıran sahneleri kolayca üretebileceğiniz ve kontrol edebileceğiniz yeni nesil iş akışı ile tanışın.
İnorganik nesneleri, mimari ve mekanik tasarımlarınızı “Pro Booleans” ile çabucak yaratın. Karmaşık canlandırmalarınızı daha kolay yönetebilmek ve çalışmak için farklı canlandırma katmanları yaratın. Sahne performansınızı optimize etmek için, çalışama ekranında sahne bilgilerini görün.
Yeni mental ray® 3.5 shader’ları kullanarak çok daha kullanıcı dostu ayarlar ile fotogerçekçi sonuçlara ulaşın. Güneş, gölgeler ve hayranlık uyandıran bir gökyüzünü ne kadar kolay yaratacağınızı görün. Otomobillerde kullanılan metalik boyaları hiç uğraşmadan yaratın. mental ray kaplama motorunun tüm gücünü Autodesk 3ds Max 9 ile kullanın.

3d MAx 8

Autodesk'in 3 boyutlu modelleme, canlandırma ve kaplama yazılımı 3ds max’ın yeni sürümü, 3ds max 8, tasarım görselleştirmesi, gerçekçi karakterlerin kullanıldığı oyun içeriği üretimi ve tv-film 3 boyutlu görsel efektleri konularında çalışanlar için esnek ve güçlü araçlar sağlamaya devam ediyor.
3ds max yazılımının 8. sürümünde öncelikle göze çarpan geliştirmeler, ileri modelleme, doku haritalama, karakter geliştirme ve canlandırma konularında. Bunlara ek olarak, kaplama, veri paylaşımı ve yönetimine yönelik yeni araçlar, 3ds max 7.5 eklentileri ile kullanılabilen hair-fur, cloth işlevleri ve bazı Autodesk VIZ araçları da 3ds max 8'e eklenen yeni özellikler arasında.
3ds max 8'in yeni özelliklerinin kullanım alanlarına göre kısa tanımları şu şekilde yapılabilir:
Karakter Geliştirme
3ds max Motion MixerKarmaşık canlandırmaların daha hızlı ve kolay yapılabilmesi için 3ds hareket geçişleri düzenleyicisi yeniden tasarlandı ve geliştirildi.
3ds max 8’de her türde canlandırmalar ya da hareketler beraberce karıştırılabilir, düzenlenebilir ve geçişleri ayarlanabilir.
Başlangıcından bitişine tüm canlandırmanın zaman aralığı doğrultusu boyunca temel düzenleme araçlarında işlevsellik artışı sağlanmıştır. Hareket süresinin uzatılması ya da kaydırılması, kesme, ekleme, hareketler arası geçiş ayarlamaları, data filtreleme ve harmanlama gibi değişikliklerin yapılması kolaylaşmıştır.
3ds max karakter veya biped ile beraber diğer tüm türlerdeki canlandırmaları da destekler. (Bkz. Şekil 1)
Şekil 1: Motion Mixer
BipedKarakterleri, belirlenen adımlar üzerinde hareket ettirmeye yarayan Bibep, Euler döndürme eğrilerini ve küresel kalça eklemlerini de destekleyecek şekilde genişletilmiştir.
Euler eğrilerine alışık olan canlandırmacılar için, bu metot da desteklenmektedir. Quaternion ve Euler arasında geçiş de yapılabilir. (Bkz. Şekil 2)
Biped kalçaları, 3 hareket serbestisi derecesine sahiptir. Böylece hareket yakalama (Motion capture) verileri daha kaliteli işlenebilir.
Karakterdeki kemikler bükülebilir böylece bağlı bulunan yüzey deformasyonları kolayca ayarlanabilir.
Şekil 2: Biped Curve
Motion Capture DesteğiHareket yakalama sistemleri dosya formatı olan HTR 3ds max’e alınabilir ya da dışarıya yazılabilir. TRC verileri desteklenir. Bu sayede animatörler hareket yakalama sistemlerinden alınmış verileri 3ds max içerisinde başka yazılımlara ihtiyaç duymadan alıp kullanma imkanı bulurlar. HTR verilerini 3ds max’in standart iskelet sistemi (Bones) desteklemektedir. (Bkz. Şekil 3)
Şekil 3: HTR Hareket yakalama sistemleri
TRC verileri max içindeki karakterin özellikle yüz mimikleri ve canlandırmaları için kullanılabilir. Bones sitemi ile kullanılabileceği gibi character studio’nun temelini oluşturan parametrik iskelet sistemini de (Biped) destekler. (Bkz. Şekil 4)
Şekil 4: TRC sistemleri
İleri Modelleme ve Doku Kaplama
Pelt MappingKarakter üzerine bir dokunun kaplanması için geliştirilmiştir. Genelde çok fazla uğraş gerektiren ve zaman alan bir çalışma iken, Pelt haritalama ile doku istenildiği gibi çekiştirilerek kaplanabilir. Kaplanacak yüzeyin düzlemsel olarak açılmış hali görülebilir ve bunun üzerinde UV ayarlamaları yapılabilir. Doku karmaşık yüzey üzerine büyük bir doğrulukla sarılabilir. Tekrar eden doku UVW’s ayarlanması ile tüm yüzeye eşit oranda dağıtılabilir. Pelt map parametrelerini barındıran araç içinde sündürme, çekiştirme gibi işlemler yapılabilir. (Bkz. Şekil 5)
Şekil 5: Pelt Map
Cloth Karmaşık kumaş simülasyonlarının oluşturulmasına olanak sağlar. Karakterlerin üzerindeki her tür giysinin üretilebileceği bu araç içerisinde kumaş cinsleri, seçilebilir veya yenileri yaratılabilir. Oluşturulan elbise karakter üzerine giydirilir. Cloth aracı, yaratılacak giysi ya da kostümlerin dikiş payları, pileleri, cepleri hatta düğme deliklerine varıncaya kadar detaylı çalışma imkanı tanır. İstenirse dekorasyonda kullanılabilecek masa örtüsü, perde, yatak örtüsü gibi tekstil ürünleri de yaratılabilir. (Bkz. Şekil 6)
Şekil 6: Cloth ile yaratılan giysiler
Hair and Fur 3ds max içerisindeki karakterler için sinema kalitesinde saç, kıl ve kürk gibi görsel efektlerin yaratılmasını sağlar. Hair and Fur sistemi birçok modelleme ve canlandırma aracını içerir. Bunlar:
“Stayling” araçları - Fırça ile tarama yapılabilir ve karmaşık şekiller verilebilir, bukleler ve kümelenmeler yapılabilir.
“Hair Dynamics” araçları – 3ds max’in nesne dinamiği çözümleme sistemi (rüzgar, yerçekimi vb.) araçları ile “skin” ve diğer yüzey değiştiriciler kullanılarak gerçekçi karmaşık canlandırmalar yapılabilir.
“Mental ray” entegrasyonu – mental ray’in hızlı ve verimli hafıza kullanımı ile yerel saç nesneleri kaplanabilir.
“Hair” ekleri – bağımsız hair nesnelerinin kullanımı ile çim, çiçek tarlaları oluşturulabilir. (Bkz. Şekil 7)
Şekil 7: Hair and Fur sistemi ile yaratılan bir saç modeli
mental ray 3.4Güçlü kaplama motoru mental ray’in son versiyonu, 3ds max 8 içerisinde gerçekçi kaplama imkanı sunar. 8 işlemcilik ağ kullanımı lisansı ile küçük ve orta derecedeki projelerin kaplanması için ya da yoğun işlerin öngörünüm kaplamaları için idealdir.
Kapsamlı uygulama geliştirme sistemi
MAXScript & 3ds max SDKKullanıcıların ihtiyaç duydukları, 3ds max üzerinde çalışan kendi özel araçlarını geliştirmelerini sağlayan yazılım geliştirme araçları ve maxscript’te önemli yenilikler sağlanmıştır.
MAXScript artık bir hata ayıklayıcı (debugger) ile desteklenmiştir. Bu araç sayesinde kodlayıcıların geliştirdikleri script’in neresinde hata olduğunu bulup bunu izole etmelerine imkan tanınmıştır. (Bkz. Şekil 8)
MaxScript içinde bu aracı kullanan herhangi birisinin, kritik adımlarda oluşabilecek hataları çok daha kolay tanımlaması ve ayıklayabilmesi sağlanmıştır. Autodesk 3 boyutlu yazılım geliştiren firmalar içinde hata ayıklama sistemini ilk kullanan firma olmuştur.
Yeniden yazılan ifade denetleyicilerin ve kodlanmış denetleyicilerin MAXScript desteği tamdır, bu yüzden bağımlılıkları kaldırılabilir.
Bir SQL Server veritabanına bağlanırsanız programcılar veritabanı üzerinde belirli sorguları çalıştırabilir ve işlem döngüsündeki bazı karmaşık işlemleri otomatik hale getirebilir. Destek, OLE SafeArray parametreleri içerir.
SDK ile ilgili soruların aranmasında kolay kullanımlı güncellenen dokümantasyon desteği sağlanmıştır.
Şekil 8: Debugger sayesinde MaxScript ile çalışmak çok daha rahat
Karmaşık Verilerin Yönetimi ve Paylaşımı
XAF Canlandırma Formatı XAF, hareket verileri için yeni tür XML dosya tabanlı bir formattır. Bu format Autodesk tarafından yaratılmıştır fakat herhangi bir firma 3ds max canlandırma verilerini okumak veya yazmak istediğinde açabilir. (Bkz. Şekil 9)
Şekil 9: Canlandırma verileri XAF formatında saklanabilir
Canlandırma verileri kaydedilebilir veya dışarıdan yüklenebilir. Canlandırma verileri sahnedeki karakterin benzeri olan ya da olmayan başka bir karaktere atanabilir.
Tasarımcılar ve uygulama geliştiriciler, 3ds max’te ki mevcut ya da yeni projelerindeki, çalışmaları sırasında bu verileri okuyup yazabilirler.
Hareket verileri farklı karakterler için paylaştırılabilir böylece canlandırmanın bir parçası ya da tümü yeniden yaratılmadan kullanılmış olur.
XAF formatı hareketin tümünü destekler, karakter canlandırmalarında sık kullanılsa da hareketin herhangi bir zamanı da transfer edilebilir.
Vault, Veri YönetimiVeri yönetim aracı, iş akışı sırasında sayıları giderek artan karmaşık verilerin ya da nesnelerin kontrolünü kolaylaştırır. Sahne içindeki tüm veriler izlenebilir, bu verilere kolayca ulaşılıp kontrol edilebilir. Bilgilerin güncelliği ve erişim kontrolleri ayarlanabilir.
Asset Tracker ile, Microsoft Source Code Control (MSSCC) API arayüzünü kullanan herhangi bir yönetim sistemi 3ds max 8 içinden kontrol edilebilir.
Veri yönetimi yenilikleri sayesinde Asset Tracker kullanarak verinin yeri değiştirilebilir ya da yeniden tanımlanabilir. (Bkz. Şekil 11)
Şekil 11: Asset Tracker
Autodesk veri yönetimi sistemi Vault, 3ds Max içerisinde ücretsiz kullanılabilir. Vault sayesinde güvenli bir şekilde tüm veriler bir server üzerinden kontrol edilebilir. (Bkz. Şekil 10)
Şekil 10: Asset Tracker ile Vault sistemine giriş
Tasarım Görselleştirme
Autodesk VIZ ile entegrasyonEndüstriyel ürün tasarımcıları, mimarlar, görselleştirme çalışmaları yapanlar vb., Autodesk VIZ 2006 ile gelen yenilikleri 3ds max 8’le kullanabilirler. Böylece tek pakette ileri modelleme, aydınlatma, kaplama ve canlandırma gibi tüm özelliklere sahip olurlar. Yeni özelliklerden başlıcaları;
Yeni gelen “Adaptive subdivision” ile tüm sahnenin daha küçük yüzeylere ayrılması yerine, aydınlatma kaynağından çıkan ışığın ilk çarptığı yüzeyler daha küçük alt yüzeylere bölünür. Bu sayede çok fazla yüzey sayısı barındıran karmaşık sahnelerin, bilgisayar belleğini daha verimli kullanıp hızlı radiosity çözümlemesi yapılmış olur.
Scene state: Sahne içerisinde nesnelerin, katmanların, malzeme, kamera ve aydınlatma bilgileri ve konumları “scene state” aracı ile kaydedilebilir ve daha sonradan sahnenin o anki durumuna dönülebilir. Bu bize çalıştığımız dosya içerisinde sahnenin gece, gündüz vb. aydınlatılmış halleri, nesnelerin farklı malzemeler ile görünümleri gibi durumları ayrı ayrı kaydetme ve bunlardan birine daha sonra dönüp kullanabilmemizi sağlar.
Autodesk Revit ortak veri kullanımı: Autodesk Revit kullanıcılarının yarattıkları 3 boyutlu modeller DWG formatında “Import” aracı ile link/import edilebilir ve 3ds max 8 kullanarak yüksek kalitede görüntüler üretilebilir. Sahnedeki nesneler ile Revit nesneleri link manager ile ilişkilendirildiğinde birbirleri ile uyum içerisinde davranırlar.
Batch render: İstediğimiz sayıda farklı açılarla tanımlanmış kamera görüntülerinin çabuk bir biçimde ardı ardına kaplanmasını sağlar. “Scene State” aracı ile tanımladığımız sahne durumlarından her birini de listemize eklememize olanak sağlar. Bu inanılmaz bir esneklik sağlamaktadır. Böylece bir kamerayı scanline ile bir diğerini mental ray ayarları yapılmış halde ve “scene State” durumlarını da kullanarak kaplama yaptırabiliriz. Scanline kaplama sırasında “light tracer” veya “radiosity” seçeneklerini kullanabiliriz. Ayrıca kaplama işlemini ağ bilgisayarlarımızı kullanarak “Net Render” yaptırabiliriz ya da komut satırından kaplama için bir batch dosyası da yaratabiliriz.
Bu Seramik Gerçekten Olağanüstü...Lazer makine ile üzerine çizilebilen bu seramikle banyo mutfak ve dış cephe duvarlarınıza istediğiniz deseni hatta bir fotoğrafı, resmi veya yazıyı uygulatabilirsiniz. Özel sırrı(koruyucu katman) sayesinde lazer ile üzerine desen çizildikten sonra da suya, güneşe ve hava şartlarına dayanırlığını korumaktadır.Amerika'dan ithal edilen bu seramik, lazer ile istenilen desen çizildikten sonra bir promosyon ürün veya hediye olarak sunulabilecek estetik bir üründür. Sadece bir çerçeve, bütünlüğü sağlamaya yetecektir. Lazer seramik gerçekten olağanüstü bir üründür. Kesinlikle solmaz ve sudan etkilenmez. İç mekânlarda ve cephede uygulanabilecek ideal bir seramiktir. Banyoda, mutfakta, pencere kapı sövelerinde, merdiven alınlarında, bahçe duvarlarınızda, sütunlarda gibi birçok alanda bu yapı malzemesini kullanabilirsiniz.
Çimart uygulama örneği
Teraslarda özellikle çok katlı yapıların bulunduğu bölgelerde daha az katlı yapılar yukardan bakıldığında görüntü kirliliği yaratmaktadır. Bu yeni binalarda da eskimiş binalarda da aynı olmaktadır. Seramik, mozaik, su yalıtım malzemeleri olsa bile bu çirkin görüntü kapanmamakta, hatta kullanılan kum, çakıl gibi malzemeler yüzünden daha kötü hale gelmektedir. Betart su yalıtım sistemi ile birlikte kullanılabilen çim yalıtım bu tür zeminlerde hem görüntü kirliliğini önleyecek, hem de suya karşı binanızın yalıtılmasını sağlayacaktır
Çim yalıtım Betart su yalıtım sistemi üzerine özel olarak üretilmiş ve halı sahalarda kullanılan özel bir elyafın yapıştırılması ile oluşan hem yalıtım hem de görselliğe hitap eden bir uygulama şeklidir. Çatı, teras zemini değişik malzemelerle kaplı olsa bile Betart su yalıtım sisteminin uzmanlığında sökülerek yerine çim halı uygulaması yapılabilir. Özellikle kullanılamayan, iki blok arası, zemin katın üst katlardan geniş olduğu projelerde zemin kat üzeri için idealdir.
Özel üretilen elyaflar, kompresör ile yalıtımı yapılmış olan bölgeye atılır. Su yalıtımından hemen sonra yapılan bu işlem zeminde halen kurumamış olan yalıtım malzemesi üzerine elyafların yapışmasını sağlar. Bu işlem hem su yatlımı sağlarken hem de terasınızın çim bir alan gibi görünmesini sağlar

Başakkent Kentsel Tasarım Proje Yarışması

1. Aşama Teslim Tarihi: 30 Nisan 2007
2. Aşama Teslim tarihi: 16 Temmuz 2007

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Etüd ve Projeler Daire Başkanlığı Projeler Müdürlüğü, Başakşehir kent merkezi için iki aşamalı, ulusal bir kentsel tasarım proje yarışması düzenliyor. İki aşamalı olarak gerçekleştirilecek yarışma, İstanbul İl Çevre Düzeni Planı'nda öngörüldüğü gibi, İkitelli alt bölgesinde planlı bir yerel merkezin geliştirilmesini amaçlıyor. Başakşehir Kent Merkezi Yarışması'nın birinci kademesinde yerleşim ana kararları, fiziki kurgu ve örgütlenme boyutları tanımlanacakken ikinci kademede uygulama süreçleri ve ayrıntılı mekânsal tasarımlar geliştirilecek. Yarışmanın birinci kademesinde, İkitelli alt bölgesinde yakın bir gelecekte yaşayacak yaklaşık 700 bin kişinin ve İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'ndeki toplam kapasite ile 320 bine ulaşacak 'çalışan nüfus'un hizmet ihtiyacını karşılamak, canlı ve çağdaş yaşam kalitesine sahip, kimlikli, çevreye duyarlı bir yerel merkez yaratmak için ikinci kademedeki kentsel tasarım proje yarışmasına altlık oluşturacak ilke, fikir, kavram ve düzenleme yaklaşımların belirlenmesi amaçlanıyor. Bu anlamda yarışmacılardan, bu bölgede yaşayan ve çalışan nüfusa, yönetim, ticaret hizmetleri, turizm-konaklama ile sosyal - kültürel, rekreasyonel gereksinmeleri sağlayacak alanları içeren ve uygun ulaşım sistemleriyle desteklenmiş bir kentsel yerel merkez için ayrıntılı program, mekânsal kurgu fikirleri ile düzenleme ve işleyişe ilişkin ilkesel ana kavramları ve bunlara uygun fiziki düzenlemeleri belirlemeleri isteniyor. İstanbul metropolündeki diğer yerel merkezlerden farklı olarak, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'nin bu alan komşuluğunda yer alması nedeniyle, yarışma alanında tasarlanacak olan yerel merkezin, mevcut endüstri ve teknoloji için araştırma, sergileme ve İkitelli Organize Sanayi'nin dünya pazarına açılabileceği sergileme, pazarlama işlevlerini de içermesi öngörülüyor.
Konut gelişme alanları ve İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'nden başka, yarışma alanı yakın komşuluğunda Çapa Tıp Fakültesi'nin yeni kampüs alanı, Olimpiyat Köyü, İSKİ Arıtma Sistemi tesis alanı yer alıyor. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'nin güneyinde, Güneşli-Yeni Bosna Aksı da bugün sanayiden hizmet sektörüne dönüşüm sürecinin başlangıcında. Yarışmacı, önereceği donatılar ile yarışma alanının yakın komşuluğundaki donatı alanları arasında oluşabilecek ilişkiyi de göz önünde bulunduracak. Ancak tasarlanacak Başakşehir Kent Merkezi'nin bir 'yerel merkez' olarak hizmet vereceği ve önerilecek kullanımların sınırsız bir büyümeye yol açmadan ve kuzeydeki orman alanları üzerinde yeni bir baskı oluşturmayacak şekilde tasarlanması gerekliliği, yarışmacı için temel bir hedef oluşturuyor.
Danışman Jüri ÜyeleriDr. Kadir Topbaş / İstanbul Büyükşehir Belediye BaşkanıMehmet Öcalan / Esenler Belediye BaşkanıAziz Yeniay / Küçükçekmece Belediye BaşkanıUğur Tayfur / Esenler Belediye Başkan YardımcısıProf. Hüseyin Kaptan / İ.B.B. Başkan Danışmanı,İ.M.P. Proje YürütücüsüMurat Tuncay / İ.B.B. Etüd ve Projeler Daire BaşkanıMurat Vefkioğlu / İ.M.P. Yarışmalar Grubu
Asli Jüri ÜyeleriMine İnceoğlu / Prof. Dr., Y. Mimar,Erdal Aktulga / Y. Mimar,Murat Balamir / Prof. Dr., Y. Mimar, Y. Şehir Plancısı,Cafer Bozkurt / Y. Mühendis, Mimar,Hande Sanem Çınar / Yrd. Doç. Dr., Peyzaj Yüksek Mimarı,Hale Çıracı / Prof. Dr., Y. Mimar, Şehir Plancısı,Sırma Turgut / Yrd. Doç. Dr., Y. Şehir Plancısı,
Yedek Jüri ÜyeleriGüzin Kaya / Doç. Dr., Y. Mimar, Şehir Plancısı,Suat Apak / Dr., Y. Mimar,Sinan Mert Şener / Doç. Dr., Y. Mimar,Hülya Yakar / Yrd. Doç. Dr., Y. Şehir Plancısı,
RaportörBanu Atasoy / Mimar,Emine Barışkın Bilgili / Y. Şehir Plancısı, Kent. Tas.,Raportör YardımcısıBerrin Özban / İç Mimar,Utku Serkan Zengin / Şehir Plancısı,
Yarışma Takvimi Birinci Kademe Yarışmanın ilanı : 31 Ocak 2007 - 1 Şubat 2007 Sorular için son gün : 1 Mart 2007Yanıtların verilmesi : 9 Mart 2007Yer görme için son gün : 23 Mart 2007Teslim tarihi : 30 Nisan 2007Jüri değerlendirme : 8 Mayıs 2007 - 15 Mayıs 2007Birinci kademede seçilen 8 projenin bildirilme tarihi : 17 Mayıs 2007İkinci Kademe İkinci Kademe yarışmanın başlangıcı : 18 Mayıs 2007Sorular için son gün : 06 Haziran 2007Yanıtların verilmesi : 15 Haziran 2007Teslim tarihi : 16 Temmuz 2007Jüri değerlendirme : 23 Temmuz 2007 - 29 Temmuz 2007Sonuçların İlanı : 1 Ağustos 2007Kolokyum : 3 Ağustos 2007Sergi : 3 Ağustos 2007
Yarışmacılar projeleri en geç 30 Nisan 2007 Pazartesi günü saat 18.00'e kadar, "BAŞAKŞEHİR KENT MERKEZİ BİRİNCİ KADEME FİKİR PROJESİ YARIŞMASI RAPORTÖRLÜĞÜ" Tepebaşı Evliya Çelebi Mah. Meşrutiyet Cad. Eski Tüyap Fuar Binası Beyoğlu-İstanbul" adresine elden makbuz karşılığı teslim edeceklerdir. Kolokyum, yarışmanın İkinci Kademesi sonunda 03.08.2007 Cuma günü saat 14.00'de Tepebaşı İMP Konferans Salonu'nda yapılacaktır. Her iki kademeye ait projelerin tümü, aynı günden itibaren İMP Salonu'nda sergilenecektir.
Ödüller Yarışmanın birinci kademesi sonucunda seçilen 8 proje, kendi aralarında sıralanmayacak ve sahiplerine eşit ödeme tutarı olan 30 000 YTL (Otuzbin Yeni Türk Lirası) ikinci kademe sonunda diğer ödüllerle birlikte ödenecektir.
İkinci Kademe ödüller 1. Ödül: 120 000 YTL ( Yüzyirmibin Yeni Türk Lirası )2. Ödül: 100 000 YTL ( Yüzbin Yeni Türk Lirası )3. Ödül: 80 000 YTL ( Seksenbin Yeni Türk Lirası )5 adet mansiyon her biri 50 000 YTL ( Ellibin Yeni Türk Lirası )
Yarışmaya Katılım Koşulları Yarışmaya, aralarında en az bir mimar, bir şehir plancısı ve bir peyzaj mimarı bulundurmak koşulu ile TMMOB Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Şehir Plancıları Odası'na kayıtlı üyelerden oluşan ekipler katılabilir. Şartname bedeli olan 60.00 YTL (Altmış Yeni Türk Lirası) VAKIFLAR BANKASI Valide Sultan Şubesi 2000980 no' lu hesabına yatırılarak, dekont, isim ve adres ile birlikte Başakşehir Kent Merkezi Kentsel Tasarım Proje Yarışması Raportörlüğü, Gençtürk Cad. Ağa Yokuşu Sokak. No: 27 Laleli - İstanbul adresine teslim edilerek şartname alınacaktır. Yarışmacıların, yarışma alanını görerek, mesai saatleri içersinde Esenler Belediyesi'nden onaylı yer görme belgesi almaları gerekmektedir. Yarışmacılara, bu belge karşılığında 30.00 YTL (Otuz Yeni Türk Lirası) ödüller açıklandıktan sonra ödenecektir. Her ekipten bir yarışmacının bu belgeyi alması yeterli. Bu belge, üzerinde "rumuz ve Başakşehir Kent Merkezi İki Kademeli Ulusal Kentsel Tasarım Proje Yarışması Yer Görme Belgesi" yazılı bir zarf içinde ve kimlik zarfının içine konulmuş olarak teslim edilecektir.



Man on Fire (Gazap Ateşi)


Hükümet için çalışan eski bir asker uzun zamandır hayattan elini eteğini çekmiş bir şekilde yaşamaktadır. Yeni görevi ise ailesi fidye ile tehdit edilen bir çocuğun hayatını korumak olacaktır. Görev esnasında çocukla aralarında gelişen duygusal yakınlık, içindeki insani duyguların yeniden uyanmasına sebep olur.

MSN Marka Oluyor



MSN marka kazak ister misiniz?Önce Emine Zola'nın romanı 'Germinal', şimdi de MSN Messenger Mehmet Yıldız'ın ilhan kaynağı oldu. MSN Messenger adı altında bir marka yaratan Yıldız, her ne kadar MSN tarafından uyarı aldıysa da yaptığının yanlış olmadığını düşünüyor.
Bayrampaşa'da 25 yıldır triko üzerine üretim yapan Mehmet Yıldız, milyon dolarlık cirolara imza atan köklü reklamverenlerin markalaşma bilincini keşfetti. Ve bunun için de farklı farklı yollar deniyor. Önce Emine Zola'nın romanından esinlenerek 'Germinal' adlı romanı marka ismi olarak seçiyor. Fakat okumayı sevmeyen bir memleket olduğumuzdan 'Germinal'in Zola'nın romanından esinlenmiş bir triko markasına dönüştürüldüğünü kavrayamıyorlar.
Yıldız, bunun üzerine daha güncel ve herkesin daha iyi bildiği bir isim arayışına giriyor. Bunu yaparken de 'Germinal' ismini bi tarafa atmıyor. 18-25 yaş arası erkekleri hedeflediğinden son yıllarda da alıp başını yürüyen 'chat' olayından etkilenen Yıldız, MSN Messenger Triko adı altında yeni bir marka daha yaratıyor. Bundan sonrası ise çorap söküğü gibi geliyor.
MSN Messenger'ın Türkiye operasyonundan sorumlu olanlar avukat aracılığı ile Mehmet Yıldız'a bir ihtarname çekiyorlar. Fakat Mehmet Yıldız rahat ve kendinden emin tavırlayırla, kendisine çekilen ihtarnamenin üslubunu da hiç etik bulmadığını dile getiriyor. Peki Mehmet Yıldız koskoca MSN Messenger'ın ismini nasıl tescil ettiriyor? Yoksa örneklerini yurt dışından sıkça görmeye alıştığımız 'Şimdi bu ismi milyon dolara MSN'e satarım' düşüncesine mi hakim?
Mehmet Yıldız ise bunun aksini savunuyor. MSN Messenger ismini tescil ettirmeden önce Çağrı filminin verdiği 'mesaj'dan etkilendiğini bu etkilenmeyide MSN Messenger'daki 'mesajlaşma' ile harmanladığını dile getiriyor. Böylelikle MSN Messenger ismini tescil ettirmeye karar verdiğini, gereken yasal prosedürleri yaptığını belirtiyor. Üstelik ismin sekiz ay boyunca resmi gazetede askıda kaldığını, müracaatlarından birbuçuk yıl sonra da ismi aldıklarını, iki ay önce de MSN Messenger Triko adı altında kullandıklarını anlatıyor.
Onaylama Gerekçesi
Mehmet Yıldız 'Benimki tekstil sektörü olduğu için onaylandı' diyor. Ve 'gerçek MSN'in yazılım, elektronik, bilgisayar alanlarında kendi isimlerini tescil ettirdiklerini söylüyor. Ancak tekstil alanını boş bıraktıklarını, bu boşluktan da kendilerinin faydalandıklarını dile getiriyor. Bu şekilde isimlerinin bir triko firması tarafından tescil edildiğini öğrenince de ihtar çekiliyor MSN tarafından. MSN Amerika merkezinden gönderilen ihtarname de özetle şöyle yazmaktadır: 'Biz büyük bir markayız. Büyük bir marka olduğumuz için patentte her alanı seçmek zorunda değiliz. Onun için bu anlamda ismi kullanmak ya da ismin üzerinde etki yapmak gibi bir yaptırımınız olduğunu fark ettik. Bunun iptali için başvurun' Yıldız 'Böyle bir hitap ne hukukta var, etik de değil yani' deyip MSN üslubundan şikatçi oluyor. ve ekliyor 'Kalkıp başvuracaksınız Patent Enstitütsü'ne. Onlar da 'Ben bu sekiz ayı askıda bıraktım Niye müracaat etmediniz' diyecek. Bu itiraz hakkını kullansaydı o zaman haklı olurdu. Şimdi bana böyle gayri resmi bir şeyin gelmesini çok gayri ciddi buluyorum'
Bundan sonra ne olacak?
Bu konuya ilişkin çok fazla polemiğe girmek istemeyen Yıldız, kendi piyasalarında zaten dürüst bir esnaf olarak bilindiklerini MSN isminden kar gütme amaçları olnadığını söylüyor.
Önümüzdeki günlerde MSN Messenger Triko'nun reklam kampanyalarını TV'de ve gazetelerde görürseniz hiç şaşırmayın. Üstelik marka 'elit bir kesim'i yakalamak için ekonomi gazeteleri ve dergilerini tercih edecek.

FBI



FBI eleman alımı icin duyuru yapar. Üc kisi basvurur. FBI binasinda adaylarin hepsiyle tek tek gorusmeler yapılmaktadir. İlk adam iceri alinir ve su sorular sorulur. "Karini seviyormusun?" "Evet, efendim". "Ulkeni seviyormusun?" "Evet , efendim" "Pekala , biz karini da getirdik.Su an yan odada." der ve masanin uzerine bir tabanca koyar. "Simdi odaya gir ve karini oldur!" Adam silahi alir yan odaya gecer. 5 dakika hic ses duyulmaz. Adam tekrar ilk odaya geri doner.Kravati gevsemis,ter icinde kalmistir. "Yapamiyacagim efendim." der ve orayi terk eder. Ikinci adam iceri alinir. Ayni sorular sorulur.ayni yanitlar. Ve ona da iceri girip karisini oldurmesi soylenir. Adam yapamayacagini soyler ve ayrilir. Son adam girer. Ayni sorular.Ayni cevaplar. Ona da iceri girip karisini oldurmesi soylenir. Adam iceri girer.5-10 saniye sonra icerden silahsesleri gelmeye baslar. BAM, BAM, BAM, BAM, BAM, BAM .... Derken kisa bir sessizlik ve ardindan gurultulu bir cam kirilmasi duyulur. Adam iceri girer, biraz terlemistir. FBI personeli sorar "Ne oldu?" Adam cevaplar.."Efendim bana verdiginiz silah kurusıkı çıktı, o yüzden karımı pencereden asağıya atmak zorunda kaldım

Ayrıntılar (Otobüs)



Bu belediye otobüslerine bayılıyorum abi. Şimdi itiş kakış yer kaptık diyelim. Oturuyoruz, inecegimiz yerden bir durak öncedeyiz. Şööle büyük bir zevkle düğmeye bakarım; bakalım hangi keriz önce basacak diye. İnsanlar hep önceden kalkıp o düğmeye basar ya, büyük bir zevkle son saniyeye kadar beklerim. Adam icabında bir dakika ayakta beklemiştir. Benim yerime düğmeye basmıştır. Ohhh bense üzerinde kuluçkaya yattıgım koltuktan son saniyeye kadar kalkmam. Kalkmamla İzmir'in havasını solumam bir olsun. Değil mi?

Ayrıntılar (Gün)

Çocukken okuldan eve gelirsin yorgun argın, kapıyı açarsın binbir güçlükle, herbişeyden habersiz, zank diye bissürü insan, tanıdık tanımadık bi sürü misafir, herkes bi anda eve giren bu kişiye bakar, sessizlik, çok fena yakalanmışsındır.İki ihtimal vardır; ya uzaktan "Meleebaa hoşgeldiniz." diyip maymun gibi sırıttıktan sonra sahneden inersiniz; ya da (kötüdür) misafir ordusunun içine girip, tanıdık tanımadık bi sürü el öper, herkese ayrı ayrı ifade verir, nihayet bitti derken teyzelerden birinin sizi bir kızla gördüğünü anlatan cümlesiyle sarsılır, odayı terketme eyleminiz sırasında başlayan hakkınızdaki konuşmalardan tiksinirsiniz.Daha kötü, ufak bir ihtimal daha vardır aslında: Misafir ordusunun içinde oturmanızın ısrar edilmesi. Artık hepsi geride kaldı..

Ayrıntılar (Asansör)

Eski tip asansörleri daha çok severim. Hani şu her katın demir kapısından sonra beton duvarın önünüzden geçtiği. İşte o duvar kısmına ayakkabımın ucunu dayarım, ama çok bastırmam. Tıp tıp tıp eder ayağım duvarda kalın kalın titredikçe. Demir kapıya da yapmak isterim aynısını; ama domp domp domp'a dönüşür o ses. İnsanlar "Bak ayıya." derler, kapı kirlenir, saygısızlık etmiş olurum ve yapamam. Bir kaç küçük kaçamak dışında... Bide sağ ve soldaki tutamalara tutunup bu ara kat duvarlarına ayğımın tabanıyla basarım. Belimden aşağısı yükselir yükselir yükselir.. 135 derecede bırakırım tekrar sıkışasınlar diye..

Bide arkamdan gelen birini sezdiğim anda asansöre tek başıma binebilmek için hızlı davranırım. Hatta bazen apartmanın zemin kattaki kapısını, arkamdaki insanı farketmemiş gibi yapıp kapatırım arkamdan. O geç kalsın, arkadan "evladım bekle ben de geliyorum" diyemesin diye. Evet belki kötü bir insanım ama asansöre yalnız biniyorum. :)) Ama eğer bunu başaramazsam çok farklı olaylar süregelebilir. Mesela bazısı vardır duymuştur bi yerden klostrofobi lafını; her asansöre binişte seçtiği kurbanlara tedirgin James Bond edasıyla "Abi bende klostrofobi var, işallah asansör bozulmaz, içerde kafayı yerim ben." diyerek dikkatleri üstüne çekmeye çalışır. Başarılı da olur çoğu zaman. ...

... Bide bi asansöre 3 veya 4 kişi binildiğinde herkes poposunu duvara dayar sanki biri mıncıklamasın diee.. :P

Bazen de asansöre binmeden az önce yapılan hararetli sohbet asansörde son bulur. isterseniz 20. kata çıkın, yine de o sürede sessiz kalınır, kimseden çıt çıkmaz. sanki orada "konuşmak yasaktır" diye bir yazı vardır.

Yeni modellerde şu kapı kapama tuşu yok mu, hep sürüncemede bırakır namussuz seni. Bassam mı, yok yok nasıl olsa kapanacak şimdi, basmaya gerek yok, var mı yoksa, hala kapanmadı kapı.

Ayrıntılar (Ören Bayan)


Hemen her kadının tutkusu olduğu kadar, her erkeğin de kıl olduğu şeylerdir evin her köşesindeki örtüler. Bu örtüler hakkında dikkat edilmesi gereken şeylerden bahsetmek istiyorum önce: Bu örtüler haftada bir değiştirilmelidir ki geçen hafta gelen komşu bu hafta tekrar gelirse ele güne dedikodu malzemesi olmayalım. İkinci dikkat etmemiz gereken husus ise örtüleri her saat başı kontrol ederek sehpanın tam ortasında durmalarını sağlamak, sağa sola kayarak disiplinsizlik yapmalarını önlemektir. Bu örtüler bulundukları yerler ile insanları dumura uğratırlar. Çocukluğumda, orada ne işi olduğunu şimdi bile çözemediğim kocaman bir dantel örtü televizyonun üzerinde dururdu. Asıl önemli olan ise bu örtünün bir köşesinin aşağıya sarkık durması ve 56 ekran televizyonun yarısını kapamasıydı. Dantelin ucunu güzelce kaldırıp katlamadan televizyonu açmak veya televizyon kapatıldıktan sonra örtüyü tekrar ekranın üzerine kapatmamak o zamanlar işleyebileceğimiz en büyük suçlardandı. Bir de telefonların üzerinde duran danteller vardır ki bir dantelin telefonu ne kadar çekici hale getirdiğinin takdirini size bırakıyorum. Yalnız şunu söyleyeyim, bu örtüyü her zaman telefonun ahizesiyle birlikte avuçlamış, bu sebepten dolayıda hep ev sahibesinin kötü bakışlarına maruz kalmışımdır. Misafirliğe gittiğimiz bir yerde görmüştüm; evin hanımı süs olarak koyduğu küçük bir gaz lambasının üzerine ve de kalorifer peteklerinin üzerine dantel koyarak kendi çapında bir dumur hikayesi sergilemekteydi. Yine bir evde, eskiden annelerimizin halı süpürmek için kullandığı gırgır denen aletin üzerinde bir örtü görmüştüm. Fakat bu ev hanımı örtüyü iki köşesinden gırgırın gübür boşaltma mandallarına geçirerek oraya sabitlemişti ve üzerinde örtü takılı gırgırla halılarını süpürürken dünyanın en mutlu insanıydı. Ve hayatımın en büyük dumurunu aynı örtüyü yeni yerinde görünce yaşamıştım. Eminim ki bir çoğunuz bana inanmayacaksınız ama bir gün o evde tuvalete girseniz ve işerken kafanızı yukarı kaldırdığınızda o örtüyü görseydiniz; evet tam orada; sifonun üzerinde, sinir krizi mi geçirirdiniz yoksa kahkaha krizine mi tutulurdunuz merak ediyorum.

Bide dantel örtüyü bi kaldırırsınız ki tv, müzik seti, video, masa, bilgisayar, fritöz, mutfak robotu vs. örtü şeklinde tozlanmış...


Yeni evlilerde de vardır dantel örtüler. Saklı saklı dururlar biryerlerde ama anne 'geliyorum' diye telefon ederse birgün, hemen aramaya başlanır nerde o el emeği göz nuru örtüler, meezuniyet fotoorafları falan diye. Ortalıkta görülmezse çok üzülür çok. 'Ne zahmetlerle bissürü çeyiz hazırlamıştım sana evlenirken de vermiicem işte hiçbirini' diyerek sızlanır. Yazık olur. Üzülmesin diye örtülür örtüler sağa sola, hatta bununla da yetinmez zeytinyaalı sarma bile yapılır.



Barzani's statements angered Turkey. 'This is a serious mistake,' says Erdoğan, warning Barzani that he can be crushed under his words afterwardsSERKAN DEMİRTAŞANKARA – Turkish Daily News
Turkey on Monday warned Massoud Barzani, the head of autonomous northern Iraq, against provoking Turkey's Kurdish-majority in the Southeast, saying, “The cost for them will be heavy.” The government reviewed the measures that can be taken against Barzani, including diplomatic and economic sanctions. Turkey's special envoy has been sent to Washington D.C. to discuss the issue with U.S. officials.
Barzani, in an interview with Al Arabiyah TV on Saturday, threatened Turkey not to interfere in Kirkuk. “There are 30 million Kurds in Turkey and we don't interfere there. If they [the Turks] interfere in Kirkuk over just thousands of Turkmen then we will take action for the 30 million Kurds in Turkey,” said Barzani.
The first reaction was given by Foreign Minister Abdullah Gül on Saturday in a telephone conversation with his U.S. counterpart Condoleezza Rice. However, a stronger reaction came from Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan before a weekly cabinet meeting when spoke to the reporters.
Erdoğan stressed that the Kurdish leaders in northern Iraq are making “a serious mistake” and warned them by saying, “A northern Iraq which neighbors Turkey is gravely wrong in the way it is currently acting and this could result in a very heavy cost for them afterwards.” Barzani has “overstepped the line,” he said, adding, “I advise them not to say words they cannot live up to and to know their place because they could be later crushed under those words.”

Sanctions are reviewed:
The Cabinet, during a weekly meeting, discussed the recent rift between Barzani and Ankara. The Turkish Daily News has learned that the government reviewed both diplomatic and economic sanctions that could be applied against Iraqi Kurdish groups.
A first decision is to put more pressure on the United States to urge Barzani. Turkey's special envoy, Ambassador Oğuz Çelikkol, will have talks in Washington D.C. with officials from the Pentagon and the State Department.
Turkey will raise the issue during an international Iraqi conference that will be held in Egypt on May 3-4. The Turkish diplomats, on the condition of anonymity, informed the TDN that Foreign Minister Abdullah Gül will attend the meeting where Iraq, its neighbors and five permanent members of U.N. Security Council and members of the most industrialized countries will gather. “We will express all our concerns and our ideas to normalize the region as well as a strong commitment to the territorial integrity of Iraq,” said the diplomats.

Closing Habur, stopping the investments?:
Asked about Turkey's reply to Barzani, Foreign Minister Abdullah Gül was quoted as saying, “You'll see what we'll do.” One of the possible sanctions that Turkey can take is closing Habur border gate, which is the main way for Iraqi Kurds to reach outside markets. Turkish Foreign Ministry officials say there are against closing the border saying, “That would hurt not only Kurds but Turks.” Turkish investors are showing great interest in doing business in northern Iraq in recent years.
Turkey's trade minister Kürşad Tüzmen, when asked about closing Habur, said that “Turkey will take the necessary measures when the right time comes.” Another possible sanction is to block official state institutions to invest in northern Iraq. Turkish Petroleum Corporation (TPAO) is already talking to his Iraqi counterpart for conducting joint projects in northern Iraq. Turkey's and Iraqi energy ministers gathered last month in Istanbul to explore what can be done together in the field of energy.

MGK will also discuss:
Barzani's remarks will also be discussed during tomorrow's National Security Council (MGK) meeting which will convene for the last time under the leadership of President Ahmet Necdet Sezer. According to diplomatic sources, the council will review all possible measures that can be taken and express its anger to Barzani in a press release after the council meeting.

Friday, April 13, 2007

Gökdelenler - Mühendislik Harikaları


Rem Koolhaas'ın bürosu Office for Metropolitan Architecture'nin Singapur'da yapacağı ilk iş bir gökdelen olacak. building.co.uk'in haberine göre, 153 metre yüksekliğinde olacak yapı, 36 kattan oluşacak ve Singapur'un ünlü alışveriş ve eğlence sokağı Orchard Road yakınlarında yükselecek.

Mimar, ana gövdeye asılı kulelerin yapının kapladığı alanı minimize ettiğini ve zemini kamusal aktivitelere açık kıldığını söylüyor.

Yapımcılığını Far East Organisation'un üstlendiği proje, 20 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor ve 68 daireden oluşuyor.

Gökdelenler

worldarchitecturenews.com'da yayınlanan habere göre, Dubai merkezli Al Sharq Investment, Dubai’de altı yeni dev projeye imza atacaklarını açıkladı. Altı projenin toplam bütçesi 12 milyar dolar olacak.

Yerleşim merkezi tasarlanan Al Sharq Tower’ın inşası tamamlandığında Dubai’nin ticaret bölgesindeki Sheikh Zayed Road’daki en yüksek bina olacak. 100 katlı ve 360 metre yüksekliğinde olan gökdelende 268 lüks daire bulunacak. Dünyaca ünlü Skidmore, Owings & Merrill (SOM) mimarlık şirketi tarafından tasarımı gerçekleştirilen ikonik dikey tesis, spiral şeklinde birbirine dolanarak yükselen sekiz silindir ile Dubai'nin ana otoyolunda dikkat çekici bir referans noktası oluşturacak.Tesis inşaatının 2007’nin Nisan ayından bitmesi bekleniyor.

Tesisin diğer binaları Ticaret Merkezi’ndeki Rawasi Tower ve Nadra Tower adlı gökdelenler olacak. 35 katlı Rawasi Tower yaklaşık 55.000 metre karelik ofis ve 5400 metre karelik alışveriş merkezi üzerine oturacak. Rawasi Tower projesinin tamamlanma tarihi olarak 2009 yılının Eylül ayı gösteriliyor. Gökdelen için ayrılan bütçe 140 milyon dolar. Nadra Tower ise 30 kattan oluşacak ve 2008 yılının Eylül ayında kullanıma açılacak. Aqua Dunya Resort isimli eğlence parkı ise 60 hektarlık bir alana yayılacak.

The Times they are a-changin'


Heralded as the most significant new building to be designed for the NYC skyline in decades, the New York Times Building designed by Renzo Piano and FXFOWLE will be the first high rise curtain wall with ceramic sunscreen to be built in the US. Ultra clear low iron glass will be draped in ceramic tubes to create a curtain wall that reflects light and changes color throughout the day. At the base, floor to ceiling glass will provide a view into the building to reveal a lobby designed by Renzo Piano Building Workshop. The integration of exterior and interior architecture and nature and the built environment comes to its apex at the fully visible ground floor garden. Open to the sky, this garden of moss and birch trees will create a garden like none other. Adjacent to the garden, a 378-seat auditorium provide a significant amenity to the tenants of the building 856 feet in the sky. At its peak, the buildings curtain wall of ceramic will extend beyond the rood to finish the building in a lacelike crown of white. http://www.worldarchitecturenews.com/

Thursday, April 12, 2007

Gökdelenler Depremi Tetikleyebilir mi?


Gökdelenler depremi tetikleyebilir mi?
Tayvanlı bir bilimadamı, ülkede inşa edilen Taipei 101 binasının yüzyıllardır aktif olmayan fay hatlarını harekete geçirdiğini savunuyor.

NTV
Güncelleme: 18:46 TSI 14 Aralık 2005 Çarşamba

- Büyük kentlerde birbiri ardına inşa edilen dev gökdelenler şehirlerin siluetini büyük oranda değiştirdi. Peki gökdelenler yeraltındaki fay hatlarını da etkileyebilir ve depremleri tetikleyebilir mi? Tayvanlı bir yerbilimci çok yüksek gökdelenlerin böyle bir risk yaratabileceğini savunuyor.

Artık modern kentlerin ayrılmaz bir parçası haline gelen gökdelenler depremleri tetikler mi? Depremin nedenlerini sorgulayan yerbilimciler arasındaki bu tartışma İngiliz the Guardian gazetesinin sayfalarında da yer buldu.

Tayvanlı bir bilimadamı, ülkede inşa edilen ve dünyanın en yüksek binalarından olan Taipei 101 binasının yüzyıllardır aktif olmayan fay hatlarını harekete geçirdiğini savunuyor.

Çelik ve betondan yapılan 508 metre yüksekliğindeki binanın bulunduğu yere 700 bin tonluk bir baskı uyguladığına dikkat çekiliyor. Taipei 101 binası yapılmadan önce bölgede yılda büyüklüğü ikinin altında olan ortalama bir deprem meydana geliyordu. Ancak verilere göre binanın inşaatı sırasında bu depremlerin sayısı arttı, inşaası tamamlandıktan sonra ise büyüklükleri 3’ün üzerinde iki hissedilir deprem meydana geldi.

Depremi tetikleyenin bu gökdelen olduğunu savunan tayvanlı bilimadamı Cheng Horng Lin gökdelenlerin inşa edildiği yerlerin çok dikkatli seçilmesi gerektiğini savunuyor.

Tayvanlı bilimadamının gökdelenlerle ilgili bu savına karşı çıkan yerbilimciler de var ancak çok büyük barajların, madenlerin, petrol ve doğalgaz çıkarma çalışmalarının da fay hatlarını etkileyebileceğini savunan uzmanların sayısı hiç de az değil.

İngiliz amatör mucit, kendi yaptığı uçan daire benzeri tuhaf bir aracın patentini aldı. Emekli hoverkraft mühendisi olan 68 yaşındaki Geoff Hatton’ın icadını Amerikan ordusu, insansız keşif uçuşları için değerlendirecek.

Hatton, atelyesinde çalışırken oğlunun "aptalca bir fikir" olarak tepki gösterdiği hoverkraft ve helikopter karışımı araç için Amerikan ordusunun kendisiyle bir kontrat imzaladığını söyledi. Kubbe biçimindeki araç, elektrikli pervane ile çalışıyor. İngiltere Savunma Bakanlığı tarafından reddedilen icat 5 yıl önce Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan maddi destek almıştı. ABD Ordusu Uluslararası İşbirliği Programları Merkezi yetkilisi Sal Gomez, "Bu araç, özellikle kent içinde faydalı olacak. Çünkü duvarlara çarptığında toparlanıp yoluna devam edebiliyor" dedi.

En güzel aynalı cep telefonu: Shine
LG, pazarlama başarısına dönüşen Shine modelini Türkiye'ye getirdi. Güney Kore'de piyasaya çıkmasının ardından 180 bin adet satılan ve günde 3 bin 500 adet gibi rakamları yakalayan cep telefonunun yıl sonuna kadar Türkiye'de de 100 bin adet satılması planlanıyor.

Shine, otofokuslu 2.0 megapiksel kamerası, 1 GB bellek kapasitesi ve MP3, AAC++ ve WAV ses dosyaları ile MPEG4 video dosyalarını destekleyen multimedya oynatıcısı ile temel multimedya ihtiyaçlarının hakkını veriyor. Telefonu tanımlamak için, yekpare metal gövdesi ve kullanılmadığında aynaya dönüşen ekranından da bahsetmek gerekiyor. Telefonun tasarımı, şimdiye kadar aldığı 41 ödül ile teknolojisi kadar öne çıkıyor.

Tuesday, April 10, 2007

Sony Playstation 3 Çıktı


Japon Sony firmasının yeni oyun konsolu Playstation 3, Japonya ve Kuzey Amerika’dan 4 ay sonra Avrupa, Avustralya ve Türkiye’de de piyasaya sürüldü. Saatlerce kuyrukta bekleyemeyi göze alan Playstation tutkunları sonunda oyuncaklarına kavuştu. Sony firmasının oyun konsolu Playstation 3, Avustralya, Avrupa ve Türkiye’de de piyasaya çıktı.

İngiltere’nin başkenti Londra’da soğuğa karşın, uzun saatler kuyrukta beklemeyi göze alan Playstation tutkunları, geri sayım biter bitmez oyuncaklarına kavuşmak için harekete geçti.

Playstation’ı İngiltere’de ilk satın alanlar arasındaki 100’den fazla kişiye birer büyük ekran televizyon da hediye edildi.

Avustralya’daki satışta da benzer görüntüler vardı.

Japonya ve Kuzey Amerika’da 4 ay önce piyasaya sürülen Playstation 3’ün dünyanın diğer bölgelerindeki satışı firma yeterince konsol üretemediği için gecikmişti.

Türkiye’de de 1500 YTL fiyatla satıya sunulan Playstation 3’ün temininde bazı sıkıntılar yaşandığı belirtiliyor. Firma yetkilileriyse, Türkiye’ye ayrılan kontenjanın tamamının ulaştığını ve dağıtımının yapıldığını açıkladı.

Playstation 3, kullanıcılarına oyun oynamanın yanı sıra DVD oynatma ve internete bağlanma imkanı da veriyor. Cihaz, MP3 playerlar ve dijital kameralarla da uyumlu.

Fransız'lar Puma'yı alıyor



FRANKFURT/MEXİCO - Puma’nın en büyük hissedarı Mayfair’in yüzde 27.14 hissesini satın alan PPR, geri kalan hisseler için teklif vereceğini açıkladı. PPR’ın vereceği hisse başına 330 Euro’luk teklifle, Puma’nın değeri 5.3 milyar Euro’ya denk geliyor. Puma, PPR’ın yapmayı planladığı bu teklifi memnuniyetle karşıladığını açıkladı.


Satın almanın Haziran ayında tamamlanması bekleniyor. Nike ve Adidas’ın ardından spor malzemeleri sektöründe dünyanın üçüncü büyük şirketi olan Puma’nın, rakibi Adidas’ın geçen yıl Reebok’u 3.8 milyar dolara satın alarak pazardaki konumu güçlendirmesiyle sertleşen rekabet ortamında yaşayabilmek için daha güçlü bir sermaye grubuna satılması, beklenen bir gelişme
olarak niteleniyor.

MEKSİKALI CEMEX’TEN RINKER’E 15.3 MİLYAR DOLAR
Bir satın alma haberi de çimento sektöründen geldi. Dünyanın üçüncü büyük çimento üreticisi Meksikalı Cemex, Avustralyalı Rinker’i 15.3 milyar dolara satın almak için anlaştı. Cemex, bir Rinker hissesi için önerdiği ücreti 13 dolardan 15.85 dolara çıkararak anlaşmaya vardı.

Böylece Cemex, bir Meksikalı şirketin şu ana kadar gerçekleştirdiği en büyük satın almaya imza atmış oluyor. Cemex, Rinker’i alarak Avustralya ve ABD pazarından daha büyük pay kapmak istiyor.



Dubai International Properties’in ilk yatırım paketi 500 milyon dolar. Levent’teki eski İETT garajına ‘Dubai Towers İstanbul’ adında 300 metrelik iki kule yapılacak.

İSTANBUL - İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ortak projeler yapılması konusunda anlaşma imzalayan Dubai International Properties (DIP) projelerine 500 milyon dolarlık yatırımla başlıyor. DIP’in ilk projesi ‘Dubai Towers İstanbul’ olacak. Proje kapsamında Levent’teki eski İETT garajının olduğu alanda 300 metrelik iki kule yapılacak. 2006 yılında başlayacak projenin 2008 yılına kadar tamamlanması öngörülüyor. Dubai Holding’in şirketteki sermayesi yüzde 80, belediyenin payı ise yüzde 20 ile olacak. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı şirketinin yüzde 49’u İMKB’de halka arz edilecek.

Uzmanlar Projeye Karşı

YATIRIM 10 MİLYAR DOLARA ÇIKABİLİR
Yatırımın kentin gelişmesine fayda sağlayacağını kaydeden Gergawi, “İlk proje 500 milyon dolarlık bir yatırım olacak. İşadamları açısından son derece gelişmiş bir tesis olacak” dedi. İzledikleri sürecin hukuka ve yasalara uygun olduğunu kaydeden Gergawi, önümüzdeki 4 yıl içinde 5 milyar dolarlık yatırım yapmayı düşündüklerini ifade etti. Gergawi CNBC-e’ye yaptığı açıklamada da, 5 milyar dolar olarak belirlenen yatırım rakamının 10 milyar dolara çıkabileceğini söyledi.


300 METRELİK GÖKDELEN
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da, İstanbul’un bu yatırımlarla çok farklı noktalara geleceğini belirtti. Topbaş, “Gayrimenkul yatırım ortaklığı yasaların verdiği bir fırsat. Yasalar gereği tüm belediyeler bu tip ortaklıklar kurabiliyor” şeklinde konuştu. Topbaş, 300 metrelik bir bina düşünüldüğünü belirterek, Levent’teki eski İETT garajının olduğu alana bir bina yapılacağını söyledi.

Türkiye'deki yüksek binalar
İş Kuleleri: 181.1 m
Sabancı Center: 141 m
Tekfen: 135 m
Metro City: 131.25 m
Maya: 100 m
The Plaza Otel: 78.5 m

İŞ KULELERİ’NDEN 119 METRE YÜKSEK
Dubai Towers İstanbul’da 5 yıldızlı otel, ofis alanları, alışveriş merkezi, konut alanları ve eğlence merkezi bulunacak. 300 metrelik gökdelen Türkiye’deki en büyük bina olan İş Kuleleri’nden 119 metre daha yüksek olacak. İş Kuleleri’nin yüksekliği bayrak direği dahil 181 metre.

YATIRIMLAR SÜRECEK
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve DIP arasında 5 milyar dolarlık bir proje anlaşması imzalanmıştı. Yatırım paketi kapsamında Levent’teki eski İETT garajından Formula 1 pistinin bulunduğu Tuzla’ya, Zincirlikuyu’dan Kartal’daki eski çimento fabrikasının bulunduğu bölgeye kadar belediyeye ve Hazine’ye ait araziler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Dubai International Properties ile yeniden şekillendirilecek.

Monday, April 9, 2007

En Sevilmeyen İcat Cep Telefonu


BC’nin yayınladığı Focus Dergisi’nin 4100 kişi arasında yaptığı ankette, en sevilmeyen icat olarak 'silah' çıktı. Silahtan sonra en sevilmeyen icat ise cep telefonu. Din de sevilmeyen icatlar içinde gösterilerek ilk 10’a girdi. İngiltere' de yayımlanan Focus Dergisi’nin yaptırdığı ankette insanların en sevmediği icatların başında silahlar yer aldı. Ankete katılanların yüzde 35’i ateşli silahlar, patlayıcılar, atom bombası ve biyolojik silahların en sevmedikleri icat olduğunu belirttiler. Sevimsiz icatların ikinci sıradasında yüzde 17 oy oranıyla cep telefonları, zil sesleri ve kısa mesajlar geldi. Nükleer enerji, üç tekerlekli pilli bir araç olan 'Sinclair C5' ve televizyon yüzde 9’la üçüncü sırayı aldılar. Otomobil, sigara, Fast-food ve trafik radarı da insanların en sevmediği icatlar arasında. HEPSİ ÇOK ÖNEMLİ
Anketin en ilginç yanlarından biri ise insanların 'din' olgusunu en sevilmeyen icatlar arasında göstermesi oldu. Din, yüzde 2’lik oy oranıyla en sevilmeyen icatlarda 'ilk 10' listesine girdi. Bunların dışında bilgisayar oyunları, para, çiklet, internet, plastik, alkol ve reklam da sevilmeyen icatlar listesinde üst sıralarda yer aldı. Focus dergisi editörü Paul Parsons, 'İnsanları nelerin öfkelendirdiğini öğrenmek ilginç geldi. Hayatımızda çok önemli rol oynayan modern teknoloji ürünleri bile aslında herkesi memnun etmeyebiliyor' dedi.

Roket Adam Olmak Artık Mümkün


'Rocket Belt' adıyla İspanyol mucit Juan Manuel Lozano tarafından geliştirilen özel yapım sırt çantası, hidrojen peroksid yakıtıyla çalışan 800 beygir gücündeki motoruyla, pilotu yaklaşık 96 kilometre hızla uçuruyor.

Orijinali, pilotunu ancak 10 metre yüksekliğe çıkarabilen ve sadece saatte 16 kilometre hızla uçurabilen roket sırt çantasının yeni geliştirilenini satın alan, öncelikle 10 saatlik bir eğitime tabi tutulacak. 24 saat bakım ve destek garantisi veren şirket alıcıya, ayrıca yakıt karışımını yapabilmesi içinde bir makine verecek. Amerikan Bell Havacılık şirketinin mühendisi Wendell Moore'un 1961'de icat ettiği roket sırt çantasının bir kopyası olan icadın orijinali, James Bond rolünü canlandıran aktör Sean Connery tarafından Thunderball filminde kullanılan, ayrıca Los Angeles'taki 1984 Olimpiyat Oyunlarının açılışında uçmuştu. Rocket Belt'i 'şimdiye dek geliştirilen en görülmeye değer uçma makinesi' olarak tanımlayan mucit Juan Manuel Lozano, 'Rocket Belt benim motosiklet, yarış otomobili, uçak, gemi ve roketlere duyduğum aşk ve hız tutkumun bir sonucu' diye konuşuyor. Söz konusu sırt çantasını 'www.tecaeromex.com' web sitesinden temin etmek mümkün.


Sunday, April 8, 2007

Gayet.net'in 1 Nisan Şakası Ortalığı Karıştırdı


Osman gezegeni:))

Binlerce kişi 1 Nisan şakasını fazla ciddiye aldı...

Bir Türk jeologun keşfettiği gezegene Osman adının verileceği duyurulunca İnternet kullanıcılarından protesto yağdı. Birbirinden tutarsız verilerle kurgulanan 1 Nisan şakası yüz binlerce kişi tarafından ciddiye alındı. Tartışmalar olayın gerçekliğinden çok, Osman isminin uygun olup olmadığına odaklandı.

Arkadaş Bulma Makinası Gayet.net tarafından kurgulanan 1 Nisan şakası yüz binlerce kişi tarafından ciddiye alındı.

1 Nisan günü Gayet.net’te TUBTAK’ın, Prof. Dr. Ziya Osman Saba tarafından keşfedilen yeni gezegene Osman adını vereceği duyurularak, kurumun protesto edilmesi istendi. Protesto metninde, yorumların Bilimden Sorumlu Devlet Bakanı Abdüllatif Şener’e ve TUBTAK’a ulaştırılacağı da yazıyordu. TUBTAK’ın açılımı “Türkiye Ulusal Bilimsel Tetkikler Akademisi Konseyi” olarak verilmiş ve Prof. Dr. Ziya Osman Saba’nın “Maden Teknik Araştırma Kurumu”nda jeolog olduğu söylenmişti.

Haberdeki kurum adlarının düzmece, gezegeni bulanın jeolog, gezegeni keşfeden kişinin ünlü bir şair olması, Abdüllatif Şener’in görevinin farklı olması, bilimden sorumlu bakanlığın olmaması gibi konular habere tepki verenlerin çok azının dikkatini çekti. Tepki verenler daha çok, Osman isminin yeni gezegen için uygun olup olmadığını tartıştı. Gelen tepkilerden seçmeler, gönderenlerin bilgileri gizli tutularak Gayet.net’te yayınlanıyor.

Tepki verenlerin ciddi bir bölümü, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusunun da aynı ismi taşıdığını veya keşfeden kişinin isim verme hakkını savunarak gezegene Osman ismini uygun gördü ve protesto kampanyasını protesto etti. Osman ismini uygun bulmayanların bir bölümü Türkiye’yi daha iyi temsil edecek bir isim bulunmasını istedi ve Atatürk, Anadolu, Çanakkale, Gelibolu gibi isimler önerdi. Tepki gösterenlerin diğer bölümü ise Osman isminin komik olacağını, bunun “Türklere özgü bir saçmalık” olduğunu savunarak daha “modern” isimler önerdi. Durumu mahallelere, sokaklara kendinin ve yakınlarının ismini veren yerel yöneticilerle karşılaştıranlar da dikkat çekti.

Tepkilerden Seçmeler

Ad: Bade
Protestonuzu sonuna kadar destekliyorum.Türkiye’de yetişen, damarlarında Türk kanı taşıyan bir Türk, nasıl bu kadar bencil ve milli duygudan yoksun olabilir, anlamıyorum. Bize bu günleri sağlayan Atamızın ismi yakışır ancak o gezegene. “Atam” da olabilir “Atatürk” de.. Duyarlılığınız için sonsuz teşekkürler.

Ad: Fatih
Gurur verici bir gelişme olmakla birlikte, daha ulusal çağrışımları olan bir ismin seçilmesini ben de isterim. Ziya Hocamızı kıracak bir davranış olarak da algılamıyorum bu talepleri. Önereceğim isim ise "Ergenekon"dur.

Ad: Ayşegül
Bence OSMAN gayet güzel bir isim olur Hem onlara hiç unutamadıkları büyük imparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu’nu hatırlatır. Ayrıca, yabancılar kendi keşiflerine kendi isimlerini verebiliyorlarsa, örnek; Newton, Arşimet, neden bir Türk, keşfine kendi ismini veremesin. Çok saçma bir protesto

Ad: Mehmet
Konulan isimde bir sakınca görmüyorum. Bilakis, uzun bir süre dünyaya hükmeden bir imparatorluk olan Osmanlıyı çağrıştırdığı için sevindim. Sonuçta, dünya tarihindeki en büyük Türk Devleti "OSMANLI İMPARATORLUĞU"dur. Gezegenin bu şekilde tanınmasında bir sorun yoktur. Umarım benim görüşümü de iletirsiniz.

Ad: Harzemşah
Bu konuda çok haklısınız bu kadar cahilce hareket edilmemesi gerekiyor. Hiç olmazsa halk oyuna sunulması gerekir. Teşekkürler.

Ad: Fatih
Bu gezegene sayın bilim adamının kendi adının verilmesi gayet normaldir ve bu kararda üstünkörü bir davranış bulunmamaktadır. Birincisi gezegenler, yıldızlar ve kuyrukluyıldızlara kendilerini keşfeden bilim adamlarının ismi verilir. İkincisi, Osman ismi zaten Türk ulusu için önem taşıyan bir isimdir. Üçüncüsü de bilim adamı bu buluşunu Türklüğe armağan etmek zorunda da değildir. Protestonuzu gereksiz buluyorum.

Ad: Ercan
Kanaatimce gezegenin isminin Osman ya da Osman Saba olmasında herhangi bir sakınca yoktur ve olmamalı da. Hem sonra bilimsel bir konuda halkın görüşünü almak doğru bir davranış değildir. Halkın işi değildir gezegen ismi vermek ve bu konuda halka danışmak gerçekten komik olur. Ayrıca sizin de bu konuda halka danışılmalı şeklindeki görüşünüzü de doğru bulmuyorum. Ama bilim adamlarının ya da enformasyoncuların bu konudaki görüşlerinin alınması bence de iyi olur.

Ad: Ali Can
Osman diye gezegen olur mu kardeşim. Penaltıyı ben yaptırdım, ben kullanacağım misali.. Mahalle maçı mı bu, olmaz ki.

Ad: Ali
Niye öyle bir şeye ihtiyaç duyuyor ki? Zaten gezegen anıldığı sürece o da anılacak. Mantıksız olduğu kadar gereksiz.

Ad: Ercan…
Osman diye gezegen adı mı olur? Adamlar bir taraflarıyla gülerler herhalde. Düşünemiyorum bile acaba Osman'da hayat var mı? Hahahahahhaa! Eğer bir isim verilecekse Türkiye ya da Gelibolu gibi bir şey olsun ki hatırlasınlar tarihi!

Ad: Özcan
Böyle bir buluşun isim babası olmak istemesi normaldir. Ancak, böyle bir buluş için bu kadar zeki birinin bu kadar basit bir isim vermesi çok ilginç.


Ad: Arzu
Diğer gezenlerin açılımını incelerseniz birçok isimle bağlantıları olduğunu göreceksiniz. Bu isim tarihimiz açısından da çok uygun ve güzeldir. Bu noktalara takılmamak lazım şahsi fikrim..

Ad: Sibel…
Osman diye adlandırılması kesinlikle bencillik. Daha akademik olarak adlandırılması gerekir.

Ad: Mehtap
Hiç şaşmadım yani bu ismin verilmesine ya da verilmek istenmesine.. Ama itirazımı bildiriyorum. Böyle saçma şeye onay vermiyorum. Astronomik bir ad gayet tabii bulunabilir.

Ad: Cihan
Gerçekten de çok saçma bir isim olur. Aynen bir Türk gibi davranmış sayın Prof. Hemen kendi ismini yapıştırmış. Anlamlı Türkçe bir kelime olması gerekiyor bence. İsim: Anadolu olabilir mi?

Ad: Özkan
Ortak kullanım alanlarına, sokaklara bile ana babalarının, enişte dayılarının ismini veren bir zihniyetten başka bir şey beklemek olmazdı zaten.

Ad: Hüseyin
Asıl ben sizi protesto ediyorum cibilliyetsizler! Osman bulmuşsa adı Osman olur. O kadar. Beğenmiyorsanız gidin başka gezegen bulun.

Ad: Semih
Gezegen bulmak bizim neyimize. Bu kadar sorun varken bunu mu düşüneceğiz? Bırakın parası olanlar yapsınlar bu işi. Bu işlere kaynak ayırana kadar, üretime Ar-Geye ayırmak lazım. Bir şey üretmeden devleti satarak ayakta kalıyoruz.

Ad: Mehmet Emin
TÜBİTAK zaten her geçen gün kan kaybettiğini belli ediyor. Fakat bu kadar aşağı bir seviyeye düşeceklerini ben bile tahmin etmemiştim.

Ad: Hande…
Osman ne alaka ya. Türkler gezegen buluyor ve adı Osman. Komedi filmi mi çekiliyor acaba? Adı ne bu filmin. Biz böyle bir şeyi filmde görsek güleriz. Saçma bir isim. Bir isim konacaksa Atatürk olsun. Büyüklerimizin bu ismi ne kadar isteyecekleri hakkında bir fikrim yok ama maalesef şüphelerim var.

Ad: Talay
Bir jeolog nasıl gezegen keşfetmiş anlamadım ama, neyse ki adı Abdüssettar değilmiş.